Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Ağustos 1919 tarihinde, Erzurum’da kurulmuştur. Bu cemiyet, önce
İstanbul’da kurulmuş olan Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye
Cemiyetine bağlı olarak açılmış, daha sonra Şarkî Anadolu Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti adı ile İstanbul’dan ayrılmış, doğuda müdafaa-i hukuk
akımını temsil ederek Mustafa Kemal’in sevk ve idaresinde güçlenmiş,
bütün memlekete yayılacak bir program hazırlamıştır.
İzmir Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti
Vatanın maddi ve manevi yönlerden yükselmesini sağlamak ve Türklerin
haklarını korumak amacı ile kurulmuştur. İşgallere karşı silahla vatanı
koruma amacı güden cemiyet, Alaşehir Kongresi’nden sonra faaliyetlerini
İstanbul’a nakletmiş ve Milli Mücadele içinde yer alan kuruluşlarla
anlaşarak Anadolu’ya silah ve cephane kaçırılmasına yardımcı olmuştur.
Basın yoluyla da mücadelede bulunmuştur
İstihlası Vatan Cemiyeti
İstihlası Vatan Cemiyeti Manisa’da kurulmuş olup Ege’de öncü müdafaa-i
hukuk cemiyetlerinden biridir. Daha sonra 19 Mart Kongresi ile İzmir
Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti ile birleşmiştir.
Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyeti Osmaniyesi
1918’de kurulmuş ve Trakya’nın işgaline karşı çıkmıştır. Anadolu
hareketinin etkisiyle adını Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
haline getirmiş ve, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin
şubesi olmuştur. Düzenlediği iki kongrede silahlı savunma; asker
toplama; TBMM ile birleşme ve programını Müdafaa-i Hukuk programı ile
denkleştirme, gibi kararlar almıştır.
Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti
Karadeniz kıyıları üzerindeki yabancı emellerine tepki olarak ortaya
çıkmıştır. Bu yörede faaliyet gösteren Trabzon Havalisi Ademi
Merkeziyet Cemiyeti ile mücadele eden bu teşkilat, Erzurum
Kongresi’nden sonra Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin şubesi
haline gelmiştir .
Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Adana Savunması veya Çukurova savunması Fransa nın Adana ilini ve
ilçelerinde hakimiyet kurma ve Ermenilerin bu bölgeye yerleştirilmesi
politikalarına karşı çıkan bir halk haraketi sonucu oluşmuşdur. 1 Ocak
1919 başlayan işgal 9 Mart 1921 de T.B.M.M. in Ankara Antlaşmasıyla
sona ermişdir.
Birinci Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros
Mütarekesi hükümlerine dayanarak, Güney Anadolu’yu denetimi altında
tutacak olan Fransızlar
17 Aralık 1918’de Mersin’e çıkarma yaptılar. Mersin’i işgal ettiler.
18 Aralık 1918’de Tarsus,
20 Aralık 1918’de Adana işgal edilmiştir.
Eylül 1919’da gelindiğinde ana merkez Çukurova da olmak üzere Urfa,
Antep, Maraş ve Kayseri’nin Develi Kazasının 20 km. yakınlarına dek
ilerlemişlerdi. Zamantı suyunu sınır kabuletmişler ve Bakırdağ
Nahiyesini denetimleri altına alırlar.
Fransa bu bölgeyi kendi kolonisi olarak 1 Ocak 1919 Fransız valisi
Édouard Brémond (b. 1868 - d. 1948) u atamış Bu valinin ermeni
politikaları halk karşıtlığı doğurunca 4 Eylül 1920 da bu valiyi Eylül
1920 Julien Dufieux le depiştirmişdir.
Hareket-i Milliye ve Redd-i İlhak Teşkilatları
İzmir’in işgalinin yarattığı tepki içinde, bölgeyi savunmak için
kurulmuş kuruluşlardır. Redd-i İşgal, Redd-i İlhak, İstihlası Vatan ve
Heyet-i Milliye isimleri ile kurulan bu teşekküller, bulundukları
yerlerin idari ve askeri işlerini ele almışlar ve milis teşkilatları
oluşturarak Yunan işgaline karşı fiilen direnmişlerdir. Birinci
Balıkesir, Alaşehir ve İkinci Balıkesir Kongreleri ile organlaşan,
bütünleşen Müdafaa-i Hukuk fikri Sivas Kongresi ile genelleşmiş ve
bütün memlekete yayılmıştır.
Adana Vilayeti Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Adana Vilayeti Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Ahmet Remzi Yüreğir tarafından
Çukurova ve Adana'nın işgalden kurtarılması amacıyla kurulan müdaafa
cemiyeti.28 Nisan 1919'da Çukurova'da genel olarak işgalciler
tarafından yapılan aramalarda evinde silah ele geçirilen Ahmet Remzi
Yüreğir gıyabında idama mahkum edilmişti. Oysa Ahmet Remzi, bu olaydan
önce Adana'dan ayrılmıştı. Daha sonra Ahmet Remzi Bey Sivas'a giderek,
orada Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüş ve neticede bu görüşmeden aldığı
direktifle Kayseri'ye gelerek, burada Adana Vilayeti Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti'ni kurarak, cemiyetin tabelasını da bir otel odasına asmış ve
aynı zamanda bu cemiyetin meşruluğunu da Kayseri valiliğine
onaylatmıştır . Böylece Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Adana Heyet-i
Merkeziyesi Kayseri'de faaliyete geçmişti.Çukurova'nın işgalini ve
işlenen cinayetleri protesto eden Adanalılar Kayseri'de Adana Vilayeti
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Merkeziyesi namı altında, 18 Aralık
1919 tarihli Erciyes gazetesinde şu beyannameyi yayınlamışlardı :
"Sivas'ta Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesine,
Dersaadet'te Sadaret-i Uzmaya,
İngiltere, Amerika, Fransa, İtalya Siyasi Mümessillerine
Kilikya'yı adalet tevziî ve asayiş temini vaadiyle işgal eden
Fransızların oraya girdikleri günden beri adalet ve asayişin yüzü bile
görülmemiştir. Orada Fransız büyük memurlarından Bremond, Norman'ın
emir ve arzuları kanun ve adalet yerine kaimdir. Ellerinde alet ittihaz
ettikleri Ermenilerin şahâdet ve iftiralarıyla hergün birçok Türk'ün ya
malı gasbedilir, yahut hürriyet-i şahsiyetlerinden mahrum edilerek,
hapse konulduğu görülür. Kabahati ise yalınız Türk olduğudur. İşte son
günlerde hırsız çeteleriyle alâkadar diye ekserisi Ceyhan kazasından
olmak üzere en namuslu ve servet sahibi zürra ağalardan yirmi beş kişi
kurşuna dizilmiştir.
Acaba bu zavallılar hangi âdil mahkemenin hükmüyle idam ediliyorlar?
Adana vilayetinde Türk kanunlarının icra-yı hükm edeceğini ilân eden
işgal kuvvetleri bu bîçarelerin idamında onu tatbik etmiş mi, yoksa
birkaç Ermeni'nin yalan şehâdeti ve Bremond, Norman emriyle mi
olmuştur?
Bremond tarafından mühim bir icraat olarak tâ Fransa'ya kadar ilân
edildiği üzere, bu zavallılar, hırsız çetesi olmayıp, namus ve servet
sahibi olduklarını her zaman isbata hazırdır.
İşte bu haksızlığı, adaletsizliği ve Adana Türklüğünü mahvetmek
politikasını bütün mevcudiyetimizle medeniyet âlemine karşı protesto
eder, artık Türklerin de bir hayat hakkına ve adalete müstahak
olduklarının teslim edilmesini bekleriz. Bu protesto da hiç yankı
uyandırmamış, Adana'daki cinayetler, önüne geçilmez bir hal almıştı.
Adana ve civarında Ermenilerin, Fransızlardan arka alarak işledikleri
cinayetlerin hesabı sorulamıyor, hırsız çetesi diye Fransızların
kurşuna dizdikleri Türklerin hakkı aranamıyordu.
Adana ve civarında Ermenilerin, Fransızlardan arka alarak işledikleri
cinayetlerin hesabı sorulamıyor, hırsız çetesi diye Fransızların
kurşuna dizdikleri Türklerin hakkı aranamıyordu . Daha sonra
Kayseri'den Niğde'ye hareket eden Ahmet Remzi Bey, Cemiyetin
teşkilatlanmasını burada şu şekilde devam ettirmiştir; Ahmet Remzi
Yüreğir Bey, Saadettin Beybaba Bey, Hulusi (Akdağ) Bey, Remzi Bey
(Niğdeli), Emin Bey (Posta ve Telgraf Müdürü), Tevfik (Gülek) Bey,
Kethüdazade İbrahim Bey'den meydana gelen bir yürütme kurulu
oluşturmuştur . Böylelikle cemiyet önce Kayseri, sonra Niğde olmak
üzere faaliyetlerde bulunmuş daha sonra ise, 1 Nisan 1920 tarihinde
millî kuvvetlerin eline geçen Karaisalı'ya taşınarak faaliyetini burada
sürdürmüştür .Diğer taraftan, Sivas Kongresi'nden sonra kurulan bu
cemiyetin faaliyetine başlaması üzerine İstanbul'da bulunan Kilikya
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ise gayrı faal bir vaziyete düşmüştü. Bunun
üzerine, bu cemiyet merkezini İstanbul'dan Adana'ya (Pozantı, Adana
Vilâyetinin merkezi durumundaydı) naklederek, buradaki Adana Müdafaa-i
Hukuk ve İntibah Cemiyetleri ile birlikte, Toroslarda silahlı
teşkilatın oluşmasına yardımcı olmuşlardı . Böylece Adana Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti'nin teşkilatlanmasını tamamladıktan sonra; bölgenin her
tarafında yerli halkın teşebbüsü ile millî müfrezeler kurulmaya ve
düşman kuvvetlerine baskınlar yapılmaya başlanmıştır. Buna paralel
olarak, daha önce de temas ettiğimiz gibi güneyde Fransız işgaline
karşı silahlı ilk direnme Dörtyol'da olmuştu. Bütün Güney cephesinde,
yaygın olarak Kuvâyı Milliye'nin kurulması ise; Sivas Kongresi'nden
sonra mümkün olmuştur.
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti
Sivas’ta, Vali Reşit Paşa’nın eşi Melek Reşit Hanım ve arkadaşları
tarafından kurulmuştur. Anadolu’da Burdur, Amasya, Erzincan, Kayseri,
Kastamonu, Bolu, Niğde gibi merkezlerde şubeler açan Cemiyet, düşman
işgallerini büyük bir duyarlılık ve dikkatle izleyerek İtilaf
Devletlerine ve İstanbul Hükümetine karşı protestolar yayımlamış, Milli
Ordu’ya para ve mal yardımı kampanyaları açmış, Milli Mücadeleye moral
desteği sağlamıştır. Faaliyetleri ile, Türk milletinin kadını ile
erkeği ile, vatanını kurtarmak ve bağımsızlığa kavuşmak için, bütün
olarak her türlü fedakarlığa katlanacaklarının en büyük simgesi olmuştur
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
İstiklâl Savaşımızda ve millî mücadele dâvalarında kuvvetli bir dayanak
vazifesi görmüş olan millî teşkilatımızın adı.4 Eylül 1919 da toplanan
Sivas Kongresinde bütün yurdun maddî ve manevî kuvvetlerine dayanan bir
millî teşkilât kurulması kabul edilmiştir.“Şarkî Anadolu Müdafaai Hukuk
Cemiyeti” nin tüzüğü esas alınarak kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaai
Hukuk Cemiyeti, 11 Eylül 1919 da Kongre Başkanı Mustafa Kemal'in Sivas
Vilâyet makamına verdiği dilekçe ile resmen faaliyete geçmiştir.Mustafa
Kemal'in el yazısıyla verilen bu beyannamede (Anadolu ve Rumelide
müteşekkil bilûmum Müdafaai Hukuku Milliye vesair millî ve vatanî millî
cemiyetlerle, Raddi İlhak heyetlerinin Sivas'ta 3 Eylül 335 tarihinde
akdettikleri umumî kongre kararıyla “Anadolu ve Rumeli Müdaai Hukuk
Cemiyeti” namı menâfii Osmaniyeyi müdafaa etmek üzere birleşmiştir.)
denilmekte ve normal kanuni işlemin yapılması bildirilmektedir.
Mustafa Kemal'in verdiği karar üzerine 12 Eylül 1919 dan itibaren
kurtuluş dâvasına düşman olan Damat Ferit hükümeti ile bütün ilgiler
kes 1 imiş ve cemiyetin teşkilâtı, kısa zamanda memleketin düşman ayağı
basmamış her köşesinde kurulmuş ve kökleşmiştir. İstiklâlin korunması
dâvasına inanmış Türk vatanseverlerinin katıldığı bu teşkilâtın gün
geçtikçe kuvvetlenmesi üzerine padişah Vahdettin, bu teşkilâtın
temsilcisi “Heyeti Temsiliye” ile görüşmelerde bulunmak üzere bir
Nazırını Amasya'ya göndermiş; bu görüşmeler sonunda da İstanbul'da
Osmanlı Meclisi Mebusanı'nın toplanması kararlaşmıştır. Cemiyet
üyelerinin katıldığı Meclisi Mebusan, 28 Ocak 1920 günü yaptığı gizli
bir toplantıda Misak-i Mil-lî'yi kabul etmiş, fakat İstanbul'un yabancı
devletler tarafından işgal edilmesi üzerine dağılmıştır.23 Nisan 1920
de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulunca, Heyeti
Temsiliye'nin o güne kadar gördüğü birleştirici ve idare edici vazife,
Büyük Millet Meclisine geçmiştir. Böylece bu cemiyetin teşkilâtına
dayanan Türk Millî Hükümeti gerçek anlamıyla kurulmuştur. 1 Temmuz 1920
de İcra Vekilleri Hey'eti aldığı bir kararla hükümetle cemiyet
teşkilâtının işbirliği etmesini bir esasa bağlamıştır.İstiklâl
Savaşının kazanılması için Türk milletini bu dâva çevresinde kuvvetli
bir şuur ve heyecanla birleştirmek hususunda en esaslı bir vasıta olan
bu cemiyet, büyük zafer kazanıldıktan sonra en önemli vazifesini
tamamlamıştır. Mustafa Kemal'in 8 Nisan 1923 de dokuz umde adı altında
yayınladığı beyannamede Halk Fırkası adı altında yeni bir siyasî
teşkilâtın kurulacağını bildirmesi üzerine tarihî vazifesini bitirmiş
ve Halk Fırkasının esasını meydana getirmiştir.
Kozan Müdafaa-i Hukuku Cemiyeti Kozan Müdafaa-i Hukuku Cemiyeti, 7 Mart
1919'da Kozan'ın işgali ile kurulan müdaafa cemiyeti.30 Ekim 1919
Heyet-i Temsiliye, toplanarak, Kozan heyetinden Adana ve Kozan’ın
durumu hakkında genel bir bilgi almıştır. Bunun üzerine bölgede
teşkilat yapılması hakkında kararlar verilerek Kilikya mıntıkasına
Topçu Binbaşı Kemal ve Yüzbaşı Osman Tufan, buralara gönderilerek,
teşkilat ve teşebbüse geçilmesi kararlaştırıldı.
Koyunevi Tabur Komutanı Sarıbahçeli Ahmet Ağa, Kırmızı Osman, Ağzıkaraca köyünden Musa Hoca
Berber Bölüğü Komutanı Kurtlu Uşaklı Hacı Efendi.
Arslanlı Bölüğü Komutanı Topaizade Halil Efendi.
Hamam Köyü Grup Komutanı Bayramoğlu Hacı Mehmet Öztorun
Ceritler Grup Komutanı KurdoğluHulusi Bey
Mansurlu Bölüğü Komutanı Abdussamet Samimi
Karacalar Bölüğü komutanı Yigenoğlu Ahmet Efendi.
Andıl ve havalisi Müfreze Komutanı Hakkı Efendi (Turgut).
Sıralif Grup Komutanı Karabucaklı Deli Hacı Ağa.
Köreken Müfrezesi komutanı Bayatoğlu Ahmet Çavuş, Gebenli Ali ve Cücen
Ali Hoca. Ferhatlılı Hamdi Ağca, Kamalı Hasan, Kamalı Mehmet.
Döşeme müfrezesi Komutanı Yiğit Ağa (Kahraman Bey) ve Kadirlili mücahitler.
Kuyuluk Bölüğü komutanı Üzeyir Hoca oğlu Hasan Efendi.
Kayhan Grup Komutanı Çolak Hacı Ağa