******'ün genel sekreterlerinden Hasan Rıza Soyak anlatıyor:
"Bir İstanbul seyahatinden Ankara'ya dönüyordum. Derhal Köşk'e gittim. Hizmetçilere ******'ün ne durumda olduğunu sordum.
- İki gün, iki gecedir devamlı okuyor, birkaç defa banyo
yaptı ve şezlongda istirahat etti, dediler. Hemen yatak odasına gittim.
******, koltuğa bağdaş kurmuş oturuyordu. Çoğu kez böyle otururdu.
Elinde bir tarih kitabı vardı, bitirmeye çalışıyordu. Bana,
- Hoş geldin, dedikten sonra, elime bir kitap geçti, bilmem ne zamandan beri okuyorum, diye ilave etti.
- Yorulmadınız mı, Paşam? diye sordum.
- Hayır, dedi, yalnız gözlerim yaşarıyor; fakat onun da çaresini
buldum. Biraz tülbent aldırttım ve parça parça kestirttim. Bu
parçalarla gözlerimi siliyorum."
Niyazi Ahmet BANOĞLU